Müzik hepimizi etkiler. Dinlediğimiz ya da çaldığımız müzik türüne göre kimi zaman sakinleşir ve rahatlarız, kimi zamansa heyecanlanır ve canlanırız. Hayatımızın ilk bir kaç yılında işittiğimiz melodilerin bir çoğu ise beynimize kazılı kalır. Müzik dinlemek salt işitsel ve duygusal değil aynı zamanda motor bir beceridir. Müziği kaslarımızla dinleriz. Bilinçli bir şekilde dinlemesek de müziğe istemsizce tempo tutarız, yüzümüz, beden dilimiz müziğin yarattığı duyguları dışa yansıtır. (Nietzsche) Yani müzikle ilgilenirken beynimize dağılmış binlerce sinir ağı birbirleriyle etkinleşir.
Dolayısıyla beyin gelişimi için erken çocukluk döneminde verilecek müzik eğitiminin faydası oldukça önemlidir. Yapılan yeni bir araştırmaya göre küçük yaşlarda müzik dersi almış ancak herhangi bir enstrüman çalmamış yetişkin bireylerin, hiç müzik dersi almamış olanlara göre beyinlerinin konuşma seslerine verdiği tepki diğerlerine göre daha hızlı olmuştur. Ayrıca uzun süre bir müzik aleti çalan bireylerin işitsel işlemleme becerilerinin daha gelişmiş olduğu gözlemlenmiştir. Yani öğrenme sürecinin merkezinde işitsel işlemleme becerisi yer almaktadır.
Son yıllarda gelişen yeni görüntüleme teknolojileri sayesinde müziğin beyinde yarattığı etkiyi görebilmek ve belli nörolojik sorunların iyileştirilmesi amacıyla da kullanmak mümkün olmuştur.Bizler de merkezimizde, müziği nörobilimsel bir altyapıda oturttuğumuz SAS Dinleti Programları ile hem kendi gelişiminize hem de çocuğunuzun gelişimine yardımcı olabilmekteyiz.
Müziği hayatınızdan hiç eksik etmemek dileğiyle sevgiyle kalın.
Ergun Karabulut
Kaynak: Nörolog Yazar Oliver Sacks, Müzikofili